Karagöz: Susss! İşte Hacivat geliyor. Ben şuraya saklanayım. Bakalım Hacı Cavcav sizlere neler söyleyecek?
(Gider.)
Hacivat : Yâr bana bir eğlence, Severim sevilince, Karagöz’üm gelince, Oynarım bir delice.
Karagöz: Karagöz’üm gelince, yersin kafana bir kepçe!
(Kavgaya tutuşurlar.)
Hacivat : (Kavga biter.) Vay sıkılmaz vay! Benden utanmıyorsan, bari şu misafirlerden utan! İnsan, böyle bir günde kavgaya neden olur mu? Şuraya gülüp eğlenmeye geldik.
Karagöz: Ne eğlenmesi, düğün mü var, bayram mı?
Hacivat : Bayram var ya bayram! Okuma Bayramı.
Karagöz: Ne bayramı?
Hacivat : Okuma Bayramı dedim ya!
Karagöz: Ayyy! Şu kocaman çocuklar okumayı yeni mi öğreniyorlar? Ayol, Okuma Bayramı ilkokulun birinci sınıfında yapılır.
Hacivat : Bugünkü bayram Almanca kursuna devam edip Almanca okuma yazma öğrenen çocukların bayramı.
Karagöz: Yaa, demek bunlar Almanca öğreniyorlar.
Hacivat : Tabi ya! Hem de öyle güzel öğreniyorlar ki! Karagöz’üm sen dil bilir misin?
Karagöz: Bilirim.
Hacivat : Hangi dilleri?
Karagöz: Sığır dili, koyun dili, manda dili... Haşlamaları bir güzel olur ki!
Hacivat : Öyle değil Karagöz’üm.
Karagöz: Ya nasıl?
Hacivat : Yabancı dil, yabancı!
Karagöz: Evdekilerin dili çekilmiyor da nerede kaldı yabancıların dili! Hele bir dilleri ötmeye görsün, vallahi arı gibi sokarlar insanı!
Hacivat : Canım öyle değil. Yani Almanca, Fransızca, İngilizce bilir misin?
Karagöz: Bilirim.
Hacivat : Konuş bakalım.
Karagöz: Anca, manca, tanca, fanca...
Hacivat : O ne biçim konuşma birader, hangi dille konuşuyorsun?
Karagöz: Sen anlamazsın, buna kuş dili derler.
Hacivat : Öyle dil olmaz Karagöz’üm. Her dilin bir kuralı, bir edebiyatı var. İnsan, yabancı bir dil öğrenmeli.
Karagöz: Öğrenip de ne olacak?
Hacivat : Karagöz’üm, bir dil bilen bir insan, iki dil bilen iki insan, üç dil bilen üç insan olur.
Karagöz: Üçü de birbirine benzer mi?
Hacivat : Neyin?
Karagöz: İnsanların, canım...
Hacivat : Öyle değil Karagöz’üm, insan ne kadar çok dil bilirse o kadar bilgili olur, değerli olur. Ünlü kişilerin hepsi birkaç dil bilir.
Karagöz: Sahi ya, bak biz bir adam bile olamadık!
Hacivat : Sen de Almanca kursuna yazılmış olsaydın şimdi biraz Almanca öğrenmiş olurdun. Tatilde kendi kendine çalışır, bu sene açılacak kursa da devam ettin mi öğrenir giderdin.
Karagöz: Ahdim olsun, bu sene kurs başlar başlamaz hemen kursa kaydolacağım.
Hacivat : Ben de yazılacağım. Beraber öğreniriz. Arada sırada oyunumuzu Almanca oynarız.
Karagöz: Olur, Hacivat’ım, olur.
Hacivat : Haydi şimdi hoşça kal. Kursta görüşürüz.